
Birleşik Krallık'ın ekonomi dümenindeki en önemli kurum olan İngiltere Merkez Bankası (BoE), piyasaların uzun bir süredir büyük bir merakla beklediği faiz kararını kamuoyu ile paylaştı. Banka, genel piyasa beklentilerine paralel bir adım atarak politika faizini 25 baz puanlık bir indirimle %4,25 seviyesine çekti. Para piyasalarında bu yönde bir indirimin gerçekleşeceği zaten geniş ölçüde öngörülüyordu. Ancak, faiz kararının alındığı kritik toplantıda, Para Politikası Kurulu üyeleri arasında önemli görüş ayrılıklarının yaşandığı dikkatlerden kaçmadı.
FAİZ KARARINDA HANGİ GÖRÜŞ AYRILIKLARI YAŞANDI?
Ekoturk.com'un bilgileri doğrultusunda, İngiltere Merkez Bankası’nın 9 üyeden oluşan Para Politikası Kurulu’nda (PPK) gerçekleştirilen oylamada, 5 üye politika faizinin 25 baz puan düşürülmesi yönünde oy kullandı. Bu çoğunluk kararıyla faiz indirimi gerçekleşirken, kurul üyelerinden Swati Dhingra ve Alan Taylor, daha cesur ve agresif bir adım atılması gerektiğini savunarak faizin 50 baz puan indirilmesi yönünde görüş bildirdi. Diğer taraftan, BoE’nin baş ekonomisti olarak görev yapan Huw Pill ve kurulun bir diğer üyesi Catherine Mann ise mevcut faiz oranının korunması ve herhangi bir değişiklik yapılmaması gerektiğini belirtti. Bu durum, kurul içerisinde faiz politikalarının gelecekteki seyrine yönelik farklı stratejilerin ve yaklaşımların öne çıktığını net bir şekilde gözler önüne seriyor.

MERKEZ BANKASI AÇIKLAMASINDA "BELİRLİ BİR YOL HARİTASI YOK" VURGUSU NEDEN YAPILDI?
Merkez Bankası, gerçekleştirdiği faiz indirimine ilişkin yaptığı resmi açıklamada, ekonominin genel görünümündeki belirsizliklerin ve potansiyel risklerin altını özellikle çizdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ekonomik görünümdeki mevcut dalgalanmalar ve öngörülemezlikler, bizleri para politikası adımlarımızda daha dikkatli ve ihtiyatlı olmaya zorluyor. Faiz indirimleri konusunda kademeli ve temkinli bir yol izlemek, mevcut konjonktürde doğru bir yaklaşım olmaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin uygulamakta olduğu yüksek gümrük tarifelerinin İngiltere ekonomisi üzerinde sınırlı bir baskı yaratacağını öngörüyoruz. Bu etkiler, enflasyon oranlarında hafif bir gevşeme sağlasa da, genel olarak dezenflasyonist veya hafif enflasyonist sonuçlar doğurma potansiyeline sahip. Şunu net bir şekilde ifade etmek gerekir ki, para politikası için önceden belirlenmiş kesin bir patika veya yol haritası bulunmamaktadır.”
Merkez Bankası ayrıca, enflasyonun önümüzdeki aylarda bir miktar artış göstereceğini ve yılın üçüncü çeyreğinde %3,5 seviyesine ulaşacağını tahmin ediyor. Küresel ticaretteki son gelişmelerin ve uluslararası ekonomik konjonktürün ise bazı kurul üyelerini faiz indirimi yönünde oy kullanmaya teşvik ettiği belirtiliyor.
BOE BAŞKANI ANDREW BAİLEY'DEN "TEMKİNLİ ADIMLAR" MESAJI NE ANLAMA GELİYOR?
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, açıklanan faiz kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede, küresel ekonomideki belirsizliklere ve öngörülemezliğe dikkat çekti. Bailey, “Son haftalarda küresel ekonomik koşulların ne denli öngörülemez ve değişken olabileceğine hep birlikte tanık olduk. Bu nedenle, faiz indirimleri konusunda atacağımız adımları son derece dikkatli, ölçülü ve kademeli bir şekilde atmamız büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.

BÜYÜME TAHMİNLERİNDE NE GİBİ REVİZYONLAR YAPILDI?
İngiltere Merkez Bankası, ülke ekonomisine yönelik büyüme tahminlerinde de aşağı yönlü revizyonlara gitti. 2025 yılının ilk çeyreği için büyüme oranı %0,6 olarak tahmin edilirken, 2026 yılına ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) büyüme beklentisi ise %1,5 seviyesinden %1,25’e düşürüldü. Enflasyonun hedeflenen seviyeye gerilemesi için öngörülen tarih ise 2027’nin dördüncü çeyreğinden 2027’nin ilk çeyreğine çekildi.
Banka ayrıca, politika faizinin 2026 yılının ikinci çeyreğinde %3,5 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyor. Para piyasalarında ise BoE’nin yıl sonuna kadar toplamda 59 baz puanlık bir faiz indirimi daha yapacağı fiyatlanıyor.
Kaynak: ekoturk.com